sanırım biz Türklerin çokça aşina olduğu bir kavram: kan davası veya namus meselesi ...
evet, kitapta Santiago Nasar isimli kahramanımızın (roman kahramanı yani, yoksa pek kahraman değil) cümbür cemaat kutlanan bir düğünden sonra sabah herkesin bilgisi dahilinde nasıl öldürüldüğü anlatılıyor ...
kitabın özeti bu, ki konuyu anlatmayı sevmediğimden bu tek satırlık genel bir anlatımı kabul edin lütfen :)
gelelim kitabımızın bıraktığı izlenimlere;
önce Marquez üstadın kitapta geçen şu aforizmasını yazmadan edemeyeceğim:
... "kader bizleri görünmez kılar" ....
önyargının, iftiranın insan kaderi üzerinde (yaşamıda diyebiliriz) nasıl negatif bir unsur olduğu üzerine çarpıcı ve acı bir hikaye, nede olsa kahramanımız ölüyor ...
işin aşina olduğumuz ve düşündürücü tarafıda kitapta bu nihai sonu önlemek için deyim yerindeyse binbir türlü yol olması ve buna rağmen kimsenin kılını kıpırdatmaması ....
tamam yani sonuçta Santiago Nasar' da sütten çıkmış ak kaşık değildir lakin bu kadarda olmaz birader! neyse ...
ve; son olarak ...
yazarımız Gabriel Garcia Marquez 1982 Nobel Edebiyat Ödülünü bu eseriyle kazanmıştır ...
bana gelince, esefle kınıyorum kendimi yanlış hatırlamıyorsam 2007 senesinde aldığım kitabı anca 2012 senesinde okuduğum için :/