10 Haziran 2019 Pazartesi

Kumandanı Öldürmek - Haruki MURAKAMI

Haruki Murakam’ nin kitaplarını çok severek okuyorum çünkü ana karakter daima hoşuma gidecek biri oluyor …

Kumandanı öldürmek yalnızlığı bir yük olarak görmeyen, yeri geldiğinde yalnızlığını bir madalya gibi taşıyanlar için yazılmış bir roman…
Bu söz beni tavlamaya yetti …

Kitaplarında her ne kadar olağanüstü durumlar olsa da karakterlerin diyaloglarına, karşılıklı saygın konuşmalara, nazik üsluba kapılıp gidiyorum,  genelde yalnız, kendi kendine yeten insanlar, edebiyatla, müzikle, sanatla iç içe geçmiş kurgu, hafiften yemek tarifleri, tarihten ilginç olaylar, Japonya dan anekdotlar ne kadar okuduğumu kitaba ara verince anlıyorum keza 848 sayfa 5 günlük bayram tatilinde bitti …
Murakami kitaplarını her bitirişimde dinlenecek müzikler okunacak kitaplar tatmak istediğim yemekler (karides tempura ve sushi yedim daha ne yahu) içilecek viskiler vsvs oluyor …

Kitabı anlatmayı sevmiyorum; o yüzden arka kapak yazısıyla yetinin …

“Hepimiz hiç kimseye açamayacağımız sırlarla yaşıyoruz...
Dünya edebiyatının tartışmasız en büyük yazarlarından olan Haruki Murakami’den gerçek bir şaheser… İlmek ilmek örülmüş bir gizem hikâyesi…
Kumandanı Öldürmek yalnızlığı bir yük olarak görmeyen, yeri geldiğinde yalnızlığını bir madalya gibi göğsünde taşıyanlar için yazılmış bir roman. Tıpkı bir dağ başında yalnız bir hayat süren, bu yalnız varoluşuyla gizemli bir şeyleri hayatına davet eden roman kahramanı gibi. Bu muhteşem romanı okurken yol arkadaşımız yine müzik olacak…
Mozart’ın Don Giovanni’sini, Strauss’un Güllü Şövalye’sini başucu müziğimiz yapacağız. Kumandanı Öldürmek’in gizemli labirentlerinde kaybolurken Fitzgerald’ın Muhteşem Gatsby’sine selam gönderecek, Orwell’ın 1984’ü yazarken inzivaya çekildiği o adayı merak edeceğiz…
Ve hepsinden önemlisi “büyülü bir dünya”da yaşadığımızı bir kez daha anlayacağız.”

Bilenler bilir okuduğum ve en beğendiğim Murakami SAHİLDE KAFKAdır uzun süredir de birinciliği korudu ta ki bu kitaba kadar …
Acele karar vermedim o yüzden birinci ikinci diye yaftalamak istemiyorum lakin bu kitapta sahilde kafka gibi lezzetli idi …

Bu arada;
Yukarıda ki resim bu kitaba çok uydu ...
Zen kültüründe yin yang çemberi kadar bilinmese de bir çember daha vardır; enso çemberi, enso sengai de denebilir
Yaşam çemberi döngüsünün bir başı ve sonu olduğuna, bu yaşama bağlılığa işaret edet. Zen kültüründe ki “hiçbir şeyden …
Yarım bırakıyorum anacım gugıllayın biraz …
(Google)
Tıpkı adını bilmediğimiz ve öğrenemediğimiz, kitabın baş karakteri gibi …
O yüzden meçhul ressamımıza Enso Sengai ismini verdim …

Yakıştımı kayıkçı?
Bu arada kürekleri de namaste çekelim lütfen…