İki kutup, tek dünya …
Ya da; tek dünya iki ruh …
Belki de iki kutup, tek mıknatıs ….
Netekim zıt kutuplar birbirini çeker misali iki ayrılmaz bir deli (!)
Sağları solları uyuşmaz iki deli kitapta yazmıyor ama bence kulakları
da küpeli …
Kayra fazla iç bükey, Kinyasta fazla dış bükey; ikisi birden hayat
denilen uzayı büküyorlar büklüm büklüm …
Kitap ayrılır üç kola
Kinyas içmiş gotu kola
Üçte Kinyas gelmiş doğru yola,
Yok; acaba gelmemiş mi? Sonuçta uzun ve zahmetli yolun sonuna geldik az
kaldı…
Şu anlık asayiş berkemal gibi ama Kinyas bu belli olmaz; Gündayında
dediğinden “ … çünkü hiçbir zaman tam anlamıyla düşüncelerimizi söylememize
yetecek kelimelerin yeryüzünde ki lisanlarda bulunmadığını uzun zaman önce
anladım …”
Hımmm….
Neyse; kitabın ilk bölümü yukarıdakinden, netekim Kinyas ta Kayra da
yukarıda ki gibi ipe sapa gelmeyen bir hayat sürüyor yani işte bende böyle yukarıda
ki gibi dizebiliyorum birbiriyle uyuşmayan ama deyim yerindeyse sessiz ve
derinden kelimeleri
Kitap asıl Kinyas la başlıyor yani Kinyasın Kayrayı terketmesiyle.
Denilen o ki Günday bu kitaba lise 2 de başlamış üniversiteye doğru bitirmiş
işte ikinci bölümdü bunu hissettiriyor, ilk bölüm fazla protest/ anarşist/hızlı
yaşa genç öl’ ken ikinci bölümden sonra yazar level atlıyor …
Ve işte; “omnes vulnerant ultima necat”
Ne diyorsun Necati abi hepsi yaralar sonuncusu öldürür mü …
Kinyas …
Kayra …
Ve; hayat …
Namaste çek kürekleri kayıkçı !