Çok zorlayıcı/zor ama o kadar da farklı ve aykırı bir kitap;
distopya desem değil, ütopya desem belki biraz, siber-punk desem var ama yok,
bilimkurgu desem ki kitap bilimkurgu dizisinde yer alıyor bence hiç değil,
fantastik-fantezi hem evet hım mm hem de hayır, yazar gerçekten üst bir
metafizik evren yaratmış ama tabi burada ki tanrılar gerçek tanrı değil
insanlar ama dünya yok olmuş sanırım günümüz kıyamet filmlerin de anlatılan
gibi bir şey olarak insanlar dünyayı mahvetmiş. Tabi bu senaryo kitapta yazılı değil
ben böyle olduğunu düşünüyorum, neyse yeni bir gezegen bulunup buraya transfer
olmuşlar yani bu sahte tanrılar aslında birer insan hımmm yok insanda değil
sanırım dünyada ki insdanlık bir şekilde kendilerini enerjiye dönüştürmeyi
bulmuşlar yani bir çeşit varlık bu sahte tanrılar insanın uzantısı,
bulundukları gezegenin yerli halkından bedenler bulup kendilerini oraya
nakledebiliyorlar …
Dediğim gibi karışık bir kitap yukarıda anlatmaya
çalıştığıma ek hint dini ve mitolojisiyle harmanlanmış birde gerçek-üstü
teknolojiyle; hint tanrıları şeklinde bulundukları gezegeni söğüşleyip yerli
halkı sömürüyorlar, adamımız Sam namı diğer Siddhartha namı diğer Mahasamatman
namı diğer …
Bu sahte tanrılarında bir tane ismi yok ki arkadaş ..
Neyse işte Sam bu düzene kafa tutup yıkmayı amaçlıyor …
Bir nevi en basit şekliyle zincire vurulmuş Prometheus tabi
bura da zincire vurulmamış ve çalacağı bir ateş yok ama olsun …
Bu kitabı tavsiye edermiyim? Sanırım etmem hele hele hint
mitolojisine uzak, kast sistemi hakkında bilgisi olmayan biri hiç bulaşmasın;
lakin beğendim mi? Garip bir şekilde evet çünkü sınırlarınızı zorluyor, çok
değişik bir kurgu …
Neyse anacım ben bu kitabı anlatamayacağım giriş yapabildim
ama yazıyı bağlayamayacağım, ekşi sözlükte sütyen takmayan memeli hayvan diye
biri şunu yazmış bende buraya aktararak kaçıyorum ….
Çekme kürekleri kayıkçı !
roger zelazny'nin ithaki yayınları tarafından yayımlanan,
şimdiye dek yazılmış en iyi beş bilimkurgu kitabından biri olduğu söylenen (ki
muhtemelen doğrudur,) ülkemizde pek az kimsenin okuduğu, okuyanların daha da az
bir kısmının anladığı, anlayanların mikroskobik bir azınlığının tavsiye ettiği
müthiş kitap. okuru ilk bakışta allak bullak eden bir zaman kayması vardır,
aynı bir zamanlar pulp fiction filmindeki üç hikayenin kronolojik sıra takip
etmemesi karşısında afallayan izleyici örneği bu kitapta da yaşanacak,
flashbackler akıl karıştıracak, sonuna gelindiğindeyse "niye bitti
ulan!" nidasıyla duvara fırlatılacak, sonra şefkatli parmaklarla düştüğü
yerden kaldırılıp her ay indirilip tekrar okunacağı bir rafa
yerleştirilecektir.